Amaç: Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Türkiye'nin önemli organ nakil merkezlerinden biridir. Bu çalışmada erişkin yoğun bakım ünitesinde (YBÜ) beyin ölüm oranı, izlemi, donör bakımı ve organ bağışı ile ilgili deneyimlerin paylaşılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Anestezi ve Yoğun Bakım Ünitesinde Ocak 2003-Aralık 2016 tarihleri arasında beyin ölümü tanısı alan hastaların kayıtları retrospektif olarak incelendi. Bu kayıtlarda hastaların demografik özellikleri, başvuru tanıları, yoğun bakım koma skorları, laboratuvar değerleri, değerlendirme tetkiklerinin yöntem ve süreleri, konsültasyon süreleri ve sevk bilgileri yer almaktadır. Bulgular: Çalışmamıza 136 (%66) erkek, 71 (%34) kadın hasta dahil edildi. Başvuru tanısında intrakraniyal kanama ilk sırada yer aldı. Bunu 56 (%27,05) subaraknoid kanama (SAK) ve 42 (%20,28) intraparankimal kanama hastası izledi. Doğrulayıcı testler arasında SPECT (tek foton emisyonlu bilgisayarlı tomografi) ilk sırada yer aldı, 70 hastada (%33,81) kullanıldı. Serebral ölüm sonrası 27 (%13.04) hastada spinal refleks gözlendi. İki hastada (%0,96) Lazarus bulgusu vardı. Yetmiş bir (%34,29) hastada sempatik fırtına gelişti. Hastaların 122'sinde (%58,93) diabetes insipidus gelişti ve tüm hastalar medikal tedavi aldı. Ayrıntılı kayıtları bulunan 207 beyin ölümü vakasının 66'sı (%31,4) organlarını bağışladı. Sonuç: Organ nakli hastalarında güven ortamı oluşturmak için ortak bir tanı protokolü gereklidir. Bu alanda daha fazla klinik araştırmaya ihtiyaç olduğunu yineliyoruz.
Objective: Akdeniz University Faculty of Medicine is one of the important organ transplant centers of Türkiye. This study aimed to share experiences about cerebral death rate, follow-up, donor care, and organ donation in the adult intensive care unit (ICU). Material And Methods: The records of patients diagnosed with brain death in the Anesthesia and Intensive Care Unit of Akdeniz University Faculty of Medicine between January 2003 and December 2016 were reviewed retrospectively. In these records, patients' demographic characteristics, admission diagnoses, intensive care coma scores, laboratory values, method and duration of evaluation tests, consultation times, and transport information are available. Results: In our study, 136 (66%) male and 71 (34%) female patients were included. Intracranial hemorrhage was the first line in the diagnosis of admission. This was followed by 56 (27.05%) subarachnoid hemorrhage (SAH), and 42 (20.28%) intraparenchymal hemorrhage. Among the confirmatory tests, SPECT (single-photon emission computed tomography) was the first in 70 (33.81%) patients. Spinal reflex was observed in 27 (13.04%) patients after cerebral death. Two patients (0.96%) had Lazarus sign. Sympathetic storms developed in 71 (34.29%) patients. Diabetes insipidus developed in 122 (58.93%) of the patients and all patients received medical treatment. Sixty-six (31.4%) of 207 brain death cases with detailed records donated their organs. Conclusion: A common diagnostic protocol is required to create an atmosphere of trust in organ transplant patients. We reiterate that more clinical research is needed in this area.