V. Uluslararası Dil ve Edebiyat Sempozyumu, Ankara, Türkiye, 21 - 22 Ekim 2021
Ali
CİN[1]
Dilin
söz varlığını oluşturan kelimeler, o dilin en canlı ve en dinamik unsurlarını
oluşturur. Bir dilde kullanılan kelimeler, zamana, coğrafyaya ve o dilin diyalektiğine
göre ses, şekil ve anlamca değişiklikler gösterebilir. Türkçenin söz varlığı
içerisinde yer alan bu kelimelerden birisi de tala-/dala-
fiilidir.
Türkiye
Türkçesinde dala- fiili, en yaygın anlam olarak “köpek, kurt ve benzeri
hayvanlar tarafından dişlemek, ısırmak; ikinci anlam olarak da “zehirli böcek,
ısırgan otu, sert kumaş dokunarak teni acıtmak veya kaşındırmak” anlamlarında
kullanılmaktadır.
Türkçenin
tarihi Uygur Türkçesi dönemi edebi metinlerinde tala- fiili bugün
Türkiye Türkçesinde kullandığımız anlamıyla değil de “yağma ve talan etmek” anlamında
kullanılırken yine Uygur Türkçesinde kullanılan talaş- fiili “dalaşmak
vuruşmak, kavga etmek, itiraz etmek” anlamlarında kullanılmıştır ki, bugünkü
kullandığımız dala- fiilinin anlamıyla ilgili olup aynı kavram alanıyla
ilgilidir. Tala- fiiline Karahanlı Türkçesi metinlerinden sadece Kutadgu
Bilig’de Uygur Türkçesi metinlerinde gördüğümüz “yağma etmek” anlamıyla
kullanıldığına tanıklık ediyoruz. Dala- fiilinin bugün en yaygın olarak kullandığımız
anlamının ilk biçimlerine Eski Anadolu Türkçesi metinlerinde rastlamaktayız.
Söz
konusu çalışmamızda, tala-/dala- fiilinin metinlerde tanıkladığımız ve
bu fiilin türevleri olarak değerlendirdiğimiz kelimelerin tarihî ve modern Türk
dili alanındaki durumları tespit edilerek söz konusu kelimeler ses, şekil ve
anlam bilgisi bakımından değerlendirilmeye çalışılacaktır.
Anahtar
Kelimeler: Dala-; Tala-; Türkiye Türkçesi, Türkiye Türkçesi Ağızları, Tarihi
Türk Dili.
[1] Prof. Dr. Akdeniz Ü. Edebiyat
Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü/Antalya. alicin@akdeniz.edu.tr