Amaç: COVID-19 pandemisi, kardiyovasküler hastalığı (KVH) olan bireylerin ciddi sonuçlara karşı daha du- yarlı olduğunu göstermiştir. Bu çalışma, Antalya Kepez Devlet Hastanesi'nde KVH'lı ve KVH'sız COVID-19 hastalarının klinik özelliklerini ve sonuçlarını incelemeyi amaçlamıştır. Gereç ve Yöntemler: 15 Mart ile 1 Haziran 2020 tarihleri arasında COVID-19 testi pozitif 92 yetişkin hasta çalışmaya dahil edilmiştir. Demografik veriler, laboratuvar sonuçları, BT bulguları, tedaviler ve sonuçlar top- lanmış ve KVH'lı ve KVH'sız hastalar arasında karşılaştırmalar yapılmıştır. Bulgular: KVH'lı hastalar daha yaşlıydı, diyabet, hipertansiyon ve dislipidemi gibi daha yüksek oranda eşlik eden hastalıklara sahipti ve daha şiddetli semptomlar (özellikle nefes darlığı) gösteriyorlardı. Ayrıca bu has- talarda inflamatuar belirteçler (CRP, D-dimer ve troponin T) daha yüksekti. KVH'lı hastalar daha fazla oksijen desteği, non-invaziv ventilasyon ve entübasyona ihtiyaç duydu, bu da daha yüksek bir Yoğun Bakım Ünitesi (YBÜ) yatış oranı ve daha uzun hastanede kalış sürelerine yol açtı. Sepsis, ARDS ve tromboembolizm gibi komplikasyonlar KVH’lı hastalarda daha yaygın olup, ölen üç hastanın tamamı KVH'lıydı. Sonuç: COVID-19, KVH'sı olan hastalar için ciddi sonuçlar açısından daha yüksek bir risk oluşturduğundan, bu yüksek riskli grup için özel risk değerlendirmesi ve tedavi stratejileri gereklidir.
Objective: The COVID-19 pandemic has highlighted the increased vulnerability of individuals with pre-existing cardiovascular disease (CVD) to severe outcomes. This study aimed to examine the clinical characteristics and outcomes of COVID-19 patients with and without CVD at Kepez State Hospital, Antalya, Türkiye. Material and Methods: Between March 15 and June 1, 2020, 92 adult patients with confirmed COVID-19 were enrolled. Demographic data, laboratory results, CT findings, treatments, and outcomes were collected and compared between those with and without CVD to explore the relationship between cardiac comorbidities and COVID-19 severity. Results: Patients with CVD were older, had higher rates of comorbidities like diabetes, hypertension, and dyslipidemia, and presented with more severe symptoms, including shortness of breath. These patients showed higher levels of inflammatory markers (CRP, D-dimer, and troponin T). CVD patients required more oxygen supplementation, non-invasive ventilation, and intubation, leading to higher ICU admission rates and longer hospital stays. Complications such as sepsis, ARDS, and thromboembolism were more common in the CVD group, with all three deaths occurring in this population. Conclusion: WCOVID-19 patients with pre-existing CVD are at a significantly higher risk of severe outcomes, underscoring the need for targeted risk assessment and management strategies to improve care and reduce morbidity and mortality in this high-risk group.