Aslan A. (Yürütücü), Erdoğan A.
TÜBİTAK Projesi, 2013 - 2017
Çalışmada;
Arap bülbülünün (Pycnonotus xanthopygos)
üreme biyolojisi (üreme fenolojisi, yumurta sayıları, yavru çıkarma ve uçurma
oranları ile kuluçka başarısı) ve davranış mekanizmalarının (eş seçimi = iyi
ebeveyn hipotezi, çoklu sinyal ve çoklu fayda hipotezi, Anti predatör davranışı
ve sosyal seçilim) belirlenmesi amaçlanmıştır. Ayrıca eşeyler arasındaki
morfolojik farklılıklar, eş ve alan
bağımlılığı, eş dışı çiftleşme (Extra Pair Paternity) ve yavruların eşey oranı
araştırılmıştır. Bunlara ek olarak PHA (Phytohaemagglutinin)
uygulaması ile türün immun cevabının kuvveti, karotenoid varlığı, ses
repertuvarı genişliği ve özellikle üreme döneminde kullanılan anlamlı seslerin
belirlenmesi de hedeflenmiştir. Yapılan çalışmanın
amacına en uygun ve en kolay bilgi elde edilebilir bir tür olması ve yayılış
alanını genişletmesi (olası istilacı tür potansiyeli) nedeniyle bu çalışmada
model tür olarak Arap bülbülü seçilmiştir.
Belirtilen
hedeflere ulaşılması amacıyla çalışma iki ayrı bölümde yürütülmüştür. Üreme
biyoloji, eş ve alan bağımlılığı, eş dışı çiftleşme, yavruların eşey oranı ve
ses repertuvarının belirlenmesi, doğal ortam olarak belirlenen Akdeniz Üniversitesi
Kampüsünde gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmaların doğru yürütülmesi amacıyla
bireyler sis ağı ile yakalanmış, her bir bireye (ergin veya yavru) alüminyum
Türkiye halkası ile beraber kombinasyon olacak şekilde ve bireyleri ayırt
etmeyi kolaylaştıran renkli plastik halkalar takılmıştır. Yakalanan bireylerden
kan örnekleri alınarak tüplere konulmuş ve uygun ortamda laboratuara
götürülerek analizleri yapılmıştır. Ses örnekleri ise gün, saat ve birey
belirtilerek kayıt edilmiş ve Avisoft
SAS Lab Pro programı
ile analiz edilmiştir. İkinci bölüm çalışmaları oluşturulan davranış ünitesinde
gerçekleştirilmiştir. Doğal ortamdan sis ağları ile yakalanan bireyler
morfometrik ölçümleri alındıktan sonra yukarıda belirtildiği gibi
numaralandırılmış ve kan örnekleri alınarak her bir kafese 6-7 birey denk
gelecek şekilde salınmıştır. Bu bireylerin gerekli bakımları ve beslenmesi
yapılarak davranış denemelerine kadar kafeslere adaptasyonları sağlanmıştır.
Davranış mekanizmaları, PHA enjeksiyonu ve karotenoid çalışması kafeslerdeki
bireylerle gerçekleştirilmiştir. Ayrıca ses örneklerinin bir kısmı da davranış
ünitesindeki bireylerden elde edilmiştir.
Arap
bülbülünün Mart ayı itibariyle üreme faaliyetlerine başladığı ve üreme periyodu
Eylül ayına kadar (Yaklaşık 7 ay) devam etmiştir. Çiftlerin savunak alanını
belirledikten sonra yuva yerini seçtikleri belirlenmiştir. Proje sürecinde
(2013-2016) 77 yuva tespit edilmiş ve bu yuvaların 29’u çeşitli nedenlerle terk
edilmiştir. Kalan 48 yuvaya toplam 151 yumurta bırakılmış (2-4 adet, 3.2±0.5) ve
140 tanesinden yavru çıkışı (2.9±0.7) gerçekleşmiştir. Çıkan yavrulardan ise
toplam 134 tanesi (2.9±1) başarıyla uçmuştur. Bu verilerden hareketle türün
kuluçka başarısı %89 olarak belirlenmiştir. Ergin erkek bireylerin, morfometrik
ölçümler ile ağırlık bakımından dişilere oranla daha büyük oldukları (P<0.05) ve türün hem alan hem de eş bağımlılığı
sergilediği tespit edilmiştir. Yavruların cinsiyet oranlarına bakıldığında %55
oranında erkek ve %45 oranında ise dişi bireyin olduğu ve istatiksel olarak yavruların
cinsiyetleri arasında önemli bir fark olmadığı belirlenmiştir (df=1; x2=0.3; P>0.05). Çalışmada 26 yuvadan toplam 67 yavru
birey genotiplenmiştir. Bu yavrulardan 16’sının eş dışı yavru olduğu tespit
edilmiş ve bu da toplam yavruların % 22,8‘ine tekabül etmektedir.
PHA
enleksiyonu neticesinde bireylerde oluşan şişkinlik 1.103 ± 0.104 mm (Ort ± SH)
oranında farklılık göstermiştir (P<0.05). Buna karşın PBS uygulanan kanatta
ise tepki gözlenmemiştir (P>0.05). Bu bakımdan immun cevabın her iki eşeyde
de oldukça kuvvetli olduğu sonucuna varılmıştır. Tüy analizleri sonucunda her
iki eşeyde de karotenoid miktarının yüksek olduğu belirlenmiştir.
Arap
bülbülü ile ilgili yapılan ses analizleri sonucunda türün ses frekansının 1-6
kHz arasında değiştiği element, hece ve cümle yapısının Arap bülbülü tarafından
da kullanıldığı tespit edilmiştir. Genel itibariyle her iki eşeyinde çağrı
seslerini kullandığı, ancak üreme döneminde erkeklerin üreme faaliyetleri
sırasında ötüşleri kullandığı belirlenmiştir.
Arap bülbülünde çoklu sinyalin var olup olmadığının test edilmesi
için kuyruk altı sarı bölge ve kafa siyahlığı test edilmiştir. Ancak kafa
siyahlığı bakımından erkek ve dişilerde belirli bir seçim gözlenmemiştir. Aynı
deney kuyruk altı sarı bölge bakımdan uygulandığında, dişilerin sarı bölgesi
daha sarı olan erkekleri seçtikleri gözlenmiştir. Arap
bülbülünün eşeyleri arasında, kuyruk altı sarı bölgenin yansıma reflektansı
bakımından istatistiksel olarak bir fark
bulunmamıştır (P>0.05). Çifte fayda (Dual Utility) denemesine alınan
erkek bireylerde, kuyruk altı sarı bölge (karotenoid
sinyali)
bakımından çifte fayda olgusu söz konusu değildir. Kuyruk
altı sarı bölgenin eş seçiminde (iyi ebeveyn hipotezi) önemli bir karakter
olduğu belirlenmiştir. Dişilerin kuyruk altı sarı bölgesi daha sarı olan
(çekici) tanımadıkları erkekleri tercih ettikleri belirlenirken (P<0.05,
ANOVA), erkeklerin sarı bölge ya da tanınırlık bakımından belirgin bir
tercihlerinin olmadığı görülmüştür (P>0.05, ANOVA). Türde seçici bireylerin
dişiler olduğu ve karşılıklı seçilim (mutual mate choice) olmadığı ortaya
konulmuştur. Bununla birlikte, tanınırlık olgusunun Arap bülbülünün eş
seçiminde etkin rol oynadığı tespit edilmiştir. Arap bülbüllerinin etklieşim
içinde olduğu bireyleri diğer populasyonlardaki bireylerden, renk tonu farklılığı
ve parlaklığı ile ayırabildikleri gözlenmiştir. Dişi bireyler
tanıdıkları ve sarı bölgesi daha sarı olan dişileri sosyal eş olarak daha çok
tercih ederken, erkekler tanıdıkları ve sarı bölgesi daha az olan erkek
bireyleri tercih etmişlerdir. Bu bakımdan eşeysel olarak önemli bir karakterin
sosyal anlamda da önemli olduğu tespit edilmiştir. Deneysel
olarak ölçülebilen ve anti-predatör davranışı olarak kabul edilebilecek bir
davranış sergilemedikleri görülmüştür.