Muğla Dalaman Bölgesindeki Kıyı ve Sulak Alan Ekosisteminin Araştırılması II Alt Projesi


Aslan A., Kaska Y.(Yürütücü)

Diğer Resmi Kurumlarca Desteklenen Proje, 2001 - 2004

  • Proje Türü: Diğer Resmi Kurumlarca Desteklenen Proje
  • Başlama Tarihi: Ocak 2001
  • Bitiş Tarihi: Aralık 2004

Proje Özeti

Bu raporda, 2001-4 yıllarında Muğla-Dalaman bölgesinde yapılan arazi çalışmaları sonucunda bölgenin biyolojik çeşitliliği ile deniz kaplumbağaları ve Nil kaplumbağalarının yuvalama biyolojileri hakkındaki bilgiler verilmiştir.

            Bölgenin sosyo-ekonomik yapısı, arkeolojik ve jeolojik yapısı, kum yapısı ve yalı taşı oluşumları hakkında ayrıntılı çalışmalar yapılmıştır. Bölgedeki soğuk ve sıcak su kaynakları değişik parametrelerce incelenmiş ve kirlililiğin göllerde nehirlerden daha fazla olduğu bulunmuştur. Deniz suyu karışım oranları akarsular ve Kocagöl’de az, diğer göller ve termal sularda fazladır.

Mikroorganizma seviyesinde, deniz kaplumbağa yumurtalarında bulunan bakteriler araştırılmış ve sonucunda %76 oranında Aeromonas spp.; %49 oranında Staphylococcus spp. ve %18 oranında Pseudomonas spp. türü bakteriler bulunmuştur.

            Bölgedeki akarsu ve göllerde toplam 20 balık türü tespit edilmiş, balıkların enzim aktivitelerine bakarak, akarsuların aşırı kirlilik göstermediği tespit edilmiştir. Çay ve göllerde omurgasızlar ayrıntılı incelenmiş ve türler tespit edilmiştir. Bir kirlilik indikatörü tür olan Gammarus sp. türüne en çok rastlanmıştır ve türlerin biyoindikatör özelliklerine bakarak bu suların 2. Sınıf kalitede sular oldukları bulunmuştur.

            Toprak akarlarının dikey dağılımları ve dağılımlarını etkileyen ekolojik parametreler incelenmiştir. Seçilen istasyonlardan dört takıma ait toplam 3277 birey toplanmıştır. Bunların % 83.5 Oribatida, % 13.9 Gamasida, % 2.2 Actinedida ve % 0.4 Acaridida takımlarına ait olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, en yüksek populasyon yoğunluğuna % 34 ile döküntü tabakasında, en düşük populasyon yoğunluğuna ise % 14 ile 10-15 cm derinlikte toprak tabakasında rastlanmıştır.

            Araştırma sahasında toplam 4 kurbağa ve 15 sürüngen türü tespit edilmiş olup, Caratta caretta ve Trionyx triunguis hakkında ayrıntılı çalışmalar yapılmıştır.

            Deniz kaplumbağalarıyla ilgili olarak, toplam 37 birey markalanmıştır. 2002 yaz sezonunda toplam 348 C.caretta çıkışından 103 adeti, 2003 yılında ise 460 çıkıştan 112’si, 2004 yılında da 485 çıkıştan 110 adeti yuva ile sonuçlanmıştır. Yuvaların denizden uzaklıkları ve kusmadaki dağılımı incelenerek haritalar üzerine işaretlenmiştir. Yuvaların yoğun olduğu ve az olduğu bölgeler tespit edilerek bunun sebepleri araştırılmıştır. Yuva oranlarının düşük olmasının sebepleri arasında, dalgakıranın kum akışını engellemesi, yalı taşları, otellerden ve havaalanından gelen ışık ve su sporları sayılabilir.

Yavru gelişimin predasyon ve değişik sebeplere bağlı olarak yüksek derecede embryo ölümleri yavru çıkış başarısını düşürmektedir. Ölü olarak bulunan embryoların büyük çoğunluğu ilk safhalarda (6-7) ve geç (>26) safhalardadır. Yuva derinliklerine göre embryo ölümleri karşılaştırıldığında, ölü embryoların büyük çoğunluğunun orta (% 45) ve alt (% 35) bölgede olduğu en az ölümlerin ise en üstte (% 20) olduğu tespit edilmiştir. Embriyo ölümlerini en aza indirmek için tehlike altında olan yavruların taşınması ve sahilde düzenli çalışma ile yuvaların kafeslenmesi ve predasyonun en aza indirilmesi önerilmiştir. Yine yuvalara zarar veren diğer bir faktörün de yapılan ayrıntılı çalışmalar sonucu yuva içi omurgasız canlılar olduğu, ve vejetasyona yakın yuvaların daha çok istilaya maruz kaldıkları tespit edilmiştir. Ayrıca yumurtaların bazılarında çok sayıda bakteri tespit edilmiş ve embryo ölümlerine bunların ve omurgasız istilasının mı zarar verdiği veya ölü embryolu yumurtalarda mı geliştikleri tartışılmıştır.

            Yuvalardan yavru çıkışı, gece 2200 ve 0600 saatleri arasında ve ortalama 8 günde tamamlanmıştır. Yavru çıkışında, ölçülen 10, 20 ve 30 cm derinliklerindeki kum sıcaklıklarındaki geceleyin düşmesinin etkili bir faktör olduğu sonucuna varılmıştır.

            Cinsiyet kromozomları olmayan deniz kaplumbağalarının cinsiyetlerinin, düşük sıcaklıklarda (26 oC) erkek, yüksek sıcaklıklarda (32 oC) dişi bireyler oluştuğu bulunmuştur. Yuvalarda kuluçkanın ortadaki 1/3 lük döneme ait sıcaklık ortalamaları 28.4 ile 31.9 oC arasında değişmektedir. Bu sıcaklık değerlerine bakarak, çıkan yavruların cinsiyet oranları %46 ile %95 arasında değişmekte olup ortalama %76 dişi olarak hesaplanmıştır. Yavru gonadları incelenerek yapılan cinsiyet oranları sonucunda ise % 85 oranında dişi yavru bulunmuştur.

            Sadece doğduklara kumsala tekrar yuva yapmak için yıllardan beri gelmeye devam eden deniz kaplumbağaları arasında kumsala has genetik farklılıklar da göstermektedir. Genetik olarak DNA’nın enzimlerle kesilmesi sonucunda Dalaman kumsalına özgü polimorfizmler de bulunmuştur. Bu nedenle her kumsalın ve dolayısıyla yumurtlayan deniz kaplumbağa populasyonlarının korunması gerekmektedir.

            Nil kaplumbağalarının da yuvalama ve ergin bireyler üzerinde gözlemlerde bulunulmuş olup 2002 yaz sezonunda toplam 86 çıkıştan 30 adeti yuva ile sonuçlanmıştır. Özellikle Kükürtlü göl Nil kaplumbağaları açısından önemli bir habitat olup bu bölgede 22 yuva tespit edilmiştir. 2003 yılında toplam 149 çıkıştan 71 tanesi yuva ile sonuçlanmıştır. Bu yuvalardan 62 adeti Kükürtlü Gölü çevresinde, 2 tanesi Dalaman Çayı kenarında ve 7 adeti de Tersakan Gölü kenarında tespit edilmiştir. 2004 yılında da Kükürtlü göl etrafında toplam 22, Dalaman Çayı kenarında 4, tersakan gölü kenarında da 6 olmak üzere toplam 32 adet Nil kaplumbağa yuvası bulunmuştur. Nil kaplumbağalarının bölgede 80’den fazla ergin birey tespit edilmiş bu bölgede yoğunlaşmaları gölün termal suyundan kaynaklandığı ileri sürülmüştür. Nil kaplumbağalarının en yoğun olduğu Kükürtlü Gölü ve çevresindeki yuvalara ait yumurta ve yavru bilgileri verilmiştir. Yine ayrıntılı olarak Nil kaplumbağası yumurta kabuklarında ve dokularda yapılan ağır metal analizleri sonucunda Nil kaplumbağalarında tehlike sınırlarında bir kirlilik olmadığı görülmüştür.

            Çalışma alanında 216 kuş türü tespit edilmiş olup bu türlerden 57’si Yerli (Y), 77’si Yaz Ziyaretçisi (Y.Z), 44’ü Kış Ziyaretçisi (K.Z), 22’si Transit Göçer’dir (T.G). Geriye kalan 16 türün statüsü çalışma sırasında 1 veya 2 defa gözlenmesinden dolayı belirlenememiştir (?). Gözlenen türlerin 90 adetinin alanda ürediği görülmüştür. Bu türlerden 136 tür güvenli (S), 2 adeti lokalize olmuş (L), 2 adetinin hakkında yeterli bilgi(Ins.) yokken, 28 adetinin nesli azalmakta (Declining), 7 tür nadir (R), 34 tür hassas (Vulnerable), 7 tür de nesli tehlike altındadır (Endangered).

            Çalışma alanında toplam 20 memeli türü tespit edilmilştir ve özellikle nesli kritik olarak tükenme tehlikesi altında olan su samuru (Lutra lutra)’nun bu bölgede de bulunması, bölgenin sulak alan ekosistemi olarak önemini kuş türleri yanında bir kez daha göstermektedir.

Sulak alanlarda, toplam 30 familyadan 74 türle birlikte alanda toplam 85 familyaya ait 281 bitki türü tespit edilmiştir. Makrofunguslara ait 18 familyaya ait 33 tür belirlenmiştir. Bunların 25’i yenen , 6 yenmeyen, 2’si zehirli tür olarak tespit edilmiş olup ,ayrıca  8 tanesi odun tahripçisidir.

 

Koruma Çerçevesinde;

·               Sahillerde meydana gelen kaçak kum alımının önüne geçilerek, deniz kaplumbağalarının üreme habitatı olan sahillerin korunması sağlanmalıdır.

·               Yuvaları koruma çalışmaları çerçevesinde, denize yakın yuvalar daha güvenli ortamlara taşınmalı, predasyona karşı kum altı kafes yerleştirilmelidir.

·               Bölgede Dalaman Havaalanı’ndan kaynaklanan gürültü ve ışık kirliliği (fotopollusyon) mevcuttur. Bu çerçevede ışıklandırmalar perdelenmeli veya önünü kapatabilecek ağaçlandırmalar yapılmalıdır. Bu çerçevede havaalanının kumsala yakın tarafı tek sıra selvi türü sık ağaçlarla kapatılabilir.

·               Dalgakıranın mevcut durumuyla doğal kum akışını engelleyen dikey pozisyonu doğal kum akışını sağlayacak şekilde tekrar düzenlenmelidir.

·               Sarıgerme bölgesindeki otellerden gelen ışık kirliliği önlenmeli, şemsiye ve şezlonglar denizden itibaren en az 50 metre geriye ve aralıklı olarak yerleştirilmelidir. Yaz boyunca da yerleri değiştirilmemelidir. Bölgede yapılan su sporları için mümkünse kumsalın bitişindeki yamaçtan veya kumsal önündeki adadan çıkış yapılarak, kumsal önünde faaliyet yasaklanmalıdır. Sürat motorları ve diğer aktiviteler düzenli denetlenmelidir. Kumsal ve önündeki deniz alanı Deniz Koruma Alanı olarak ilan edilebilmesi için çalışmalar başlatılmalıdır.

·               İncebel tatil köyünün arıtma problemi, Dalaman Belediyesi arıtma tesisleri yardımıyla çözülerek, kullanıma açılmalıdır. Mevcut görünümü, kullanılmasıyla vereceği zarardan daha fazla görünmektedir.

·               Kaplumbağaların nesillerinin devamının sağlanması için öncelikle deniz kaplumbağalarının tanıtılması, sevdirilmesi ve korunmalarına ilişkin eğitim çalışmaları yapılmalıdır. Bölgede kurulacak, kaplumbağa tedavi ve rehabilitasyon evi, hem bilgilendirme merkezi olarak görev yapacak hem de ziyaretçi sayısını da arttıracak ve bölgeye ekonomik yararlar sağlayacaktır.

·               Gerek kuş gözlemciliği ve gerekse hem Nil hem de deniz kaplumbağalarının gözlenmesi açısından güzel bir ekoturizm örneği geliştirilmelidir.

·               Bölge Önemli Kuş Alanı (ÖKA) ve Ramsar alanı ilan edilmelidir.

·               Kükürtlü göl etrafındaki inşaat kalıntıları temizlenerek Nil kaplumbağası için daha fazla yuvalama alanı sağlanmalıdır. Ayrıca Thermamaris oteli ile Kükürtlü Göl arasında en az 5 m tampon serbest ulaşılabilir bölge verilmeli ve ziyaretçilere açık olmalıdır.

·               Akdeniz’de toplam 2000 C. caretta dişisinin neredeyse yarısı [% 25-50 (400-950 dişi)] Türkiye sahillerine yuva yapmakta olup Dalaman Kumsalı da  bir sezonda ortalama 100 civarında yuva bulundurması itibarıyla önemli bir deniz kaplumbağa üreme kumsalıdır.

·               Kumsalda deniz kaplumbağa koruma ve bilgilendirme çalışmalarına devamlılık kazandırılmalıdır.