ÜNAL N. (Yürütücü), YAVUZLAR E. E.
Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, 2020 - 2021
Son yıllarda ülkemizde ve dünyada yaşanan en önemli çevresel sorun, iklim
değişiklikleri olarak görülmektedir. Küresel ısınma ile birlikte yaşanan iklim
değişiklikleri en yoğun olarak tarımsal üretime zarar vermektedir. Özellikle
bitkilerde verim ve kalite kaybı ile birlikte, bitki gelişimi önemli derecede etkilenmektedir.
Bu nedenlerle son yıllarda gerçekleştirilen tarımsal araştırmalar daha çok
iklim değişikliklerine karşı bitkilerde adaptasyon mekanizmaları üzerindedir ve
aynı anda ıslah amaçlı çalışmalarda kuraklık ve tuzluluğa dayanıklı bitki
eldesi çalışmaları yapılmaktadır. Islah
dışında da in vitro ve in vivo çalışmalarda toleransı artırıcı
uygulamalar ve yetiştirme teknikleri konularında çalışmalar yürütülmektedir.
Çilek ise ülkemizde katma değeri en yüksek üzümsü meyveler kategorisindedir.
Ülkemizde çok geniş alanlarda açıkta ve örtüaltında yetiştirilebilen çilek,
iklim değişikliklerinden de hızlı etkilenmekte ve verim kaybına maruz
kalmaktadır. Bu nedenle kuraklık ve tuzluluk gibi abiyotik stres koşullarına
toleransı artırıcı pratik uygulamalara dönüştürülebilecek çalışmalar
hızlanmaktadır.
Bu amaçla yürütülen araştırmada, Festival çilek çeşidinde, in vitro
kültür koşullarında farklı poliamin tipi ve konsantrasyonlarının, farklı
tuzluluk düzeyleri üzerinde eksplantların bazı morfo-fizyolojik ve biyokimyasal
özellikler üzerine etkileri incelenmiştir. Araştırmada in vitro şartlarda çoğaltılan eksplantlar, üç farklı tuzluluk
düzeyinde (1. Kontrol; 2. %0.4 NaCl:orta düzey tuzluluk; 3. %0.8 NaCl:yüksek
düzey tuzluluk) ve beş farklı poliamin uygulamasında (1. Kontrol; 2. 0.5 mg/l
Spermin; 3. 1.0 mg/l Spermin; 4. 0.5 mg/l putresin; 5. 1.0 mg/l putresin)
kültür edilmiştir. Araştırmada, her bir alt kültür sonunda, morfo-fizyolojik
gözlem ve analizler (sürgün sayısı, sürgün boyu, sürgün çoğalma oranı,
solgunluk skalası, sürgün yaş ağırlığı, sürgün kuru ağırlığı, sürgün kuru madde
oranı, membran zararlanma indeksi) ve biyokimyasal analizler
(malondialdehit-MDA ve süperoksitdismutaz-SOD) gerçekleştirilmiştir.
Araştırma sonucunda, tuzluluk konsantrasyonunun artışına bağlı olarak,
eksplant başına düşen sürgün sayısı, sürgün boyu, sürgün çoğalma oranı ve
solgunluk skalası değerleri düşüş göstermiştir.
Ayrıca denenen tüm poliamin uygulamaları, kontrole göre eksplant başına
düşen sürgün sayısı, sürgün boyu ve solgunluk skalası değerlerini artırırken,
sürgün çoğalma oranını istatistiksel olarak etkilememiştir. Kontrol (%0 NaCl)
tuzluluk uygulamasında, en yüksek sürgün sayısı ve sürgün boyu değerleri
sperminin denenen her iki konsantrasyonunda (0.5 mg/l ve 1.0 mg/l spermin)
belirlenmiştir. Orta düzey tuzlulukta (%0.4 NaCl) en yüksek sürgün sayısı ve
sürgün boyu yine 1.0 mg/l spermin uygulamasında belirlenirken, denenen tüm
poliamin tipi ve konsantrasyonları, kontrole göre sürgün sayısı ve sürgün boyunu
artırmıştır. Benzer olarak poliamin uygulamaları, kontrole göre solgunluk skala
değerlerini de artırırken, çoğalma oranı üzerine etki etmemiştir. Yüksek
tuzluluk (%0.4 NaCl) düzeyinde en yüksek sürgün sayısı, sürgün boyu ve
solgunluk skalası değerleri de 1.0 mg/l spermin uygulamasında saptanmıştır.
Araştırmada ayrıca tuzluluk konsantrasyonunun artışına bağlı olarak, sürgün yaş
ve kuru ağırlıkları ile kuru madde içeriği üzerine etkisi düşüş gösterirken,
membran zararlanma indeksi artış göstermiştir. Poliamin uygulamaları bakımından
incelendiğinde ise 1.0 mg/l spermin uygulamasının bu kriterler bakımından ön
plana çıktığı görülmüştür. Denemede ayrıca gerek kontrol (%0 NaCl), gerek orta
düzeyde tuzluluk (%0.4 NaCl) ve gerekse yüksek tuzluluk (%0.8 NaCl) uygulamalarında
en yüksek sürgün kuru ağırlığı ve kuru madde oranı yine 1.0 mg/l spermin
uygulamasında saptanmıştır. Ayrıca orta ve yüksek tuzluluk düzeylerinde denenen
tüm poliamin uygulamaları, kontrole göre membran zararlanma indeksini
düşürmüştür. Denemede, in vitro tuzluluk konsantrasyonunun artışına
bağlı olarak eksplantlarda MDA ve SOD içeriği artış göstermiştir. Poliamin
uygulamaları; MDA içeriği üzerine önemli etkilerde bulunmuş olup, denenen tüm
poliamin uygulamaları kontrole göre MDA içeriğini düşürürken, SOD içeriğini
etkilememiştir. Ayrıca denemede gerek orta düzeyde tuzluluk (%0.4 NaCl) ve
gerekse yüksek düzeyde tuzluluk (%0.8 NaCl) uygulamalarında, MDA içeriği
kontrole göre düşüş göstermiştir.
Araştırma bulguları, gerek orta ve gerekse yüksek tuzluluk
konsantrasyonlarında poliamin kullanımının, tuz zararlarının etkisini
morfo-fizyolojik ve biyokimyasal olarak baskıladığını göstermiştir. Özellikle 1
mg/l spermin kullanımı, tüm stres koşullarında eksplantların pozitif yönde gelişmelerine
katkıda bulunmuştur.