Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, BAP Doktora, 2019 - Devam Ediyor
Çalışmanın konusu kent, güvenlik, kent güvenliği ve kent güvenliğinde Antalya örneğinde vatandaşların algı ve değerlendirmeleri ile ilgilidir. Kentlerin ortaya çıkışları ve tarih içerisinde büyümesinde öncelikle güvenlik en büyük etken olmuştur. Kentlerde ticaretin artması ve sanayi devrimiyle birlikte kentlerin nüfusu da artmıştır. Ülkemizde ise özellikle ticaret ve sanayiinin yoğunlaştığı kentlere yoğun ilgi olmuş ve kırdan kente göç hızı artmıştır. Artan nüfusun barınmasında plansız yapılaşma ve yetersiz altyapının yanı sıra kent yönetiminde ve güvenliğin sağlanmasında büyük sorunlar oluşturmuştur. Güvenlik anlayışı sadece asayiş güvenliği olmayıp aynı zamanda toplum güvenliği, gıda güvenliği, trafik güvenliği, sağlık güvenliği konularını da kapsamaktadır. Merkezi yönetimin tüm kentlere aynı yönetim tarzı yaklaşımı, her kentin kendine özgü yapısına uyum sağlamamıştır. Kendine özgü kültürü, mimarisi, yaşam tarzı olan kentler arasında kendine has ayrı bir yönetimin tarzının olmayışı sorunların çözümünde büyük bir engel olmaktadır. Yerel yönetimlere veya mülki amirliklere genel kurallar içinde daha fazla yetki verilmesi kaçınılmazdır. Klasik yönetim anlayışıyla kentleri yönetmek ve güvenliğini sağlamak mümkün değildir. Kent sakinlerinin talep ve önerilerinin dikkate alındığı yönetişim içerisinde yeni yöntemler geliştirmesi zorunludur. Antalya özelinde yapılan alan araştırmasında; bir insanın yaşadığı kentte kendini nasıl daha güvende hissettiği, gördüğü sorunlar, önerileri ve kent yöneticilerinden beklentileri araştırılmış ve kent sakinlerince güvenlik kriterleri ortaya konulmuştur. Bu kriterler, kentlerin kendi özelliklerine göre daha da geliştirilerek diğer kentlere de uygulanabilir.