Duru A. A. (Yürütücü), Akbulut Çoban N., Aygül H. H., Çoban M.
TÜBİTAK Projesi, 2025 - 2027
Türkiye, elektrik arz güvenliğini sağlamak
üzere enerji kaynakları arasına nükleer enerjiyi katmak yönünde politika
belirlemiştir. Mersin Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde (NGS), 2024 yılında
elektrik üretimine başlanması hedeflenmektedir. Türkiye, NGS kurulu gücünü,
2035 yılına kadar birincil enerji kaynaklarının %5,9’una yükseltmeyi
planlamaktadır. Artan enerji talebini karşılamanın, enerji bağımlılığını
azaltmanın, enerji arzının çeşitlendirilmenin böylelikle makul bir
fiyatlandırmanın oluşturmanın yanı sıra iklim değişikliği ile mücadelenin,
sera gazı emisyonlarına ilişkin taahhütlerin yerine getirilmesinin sağlanması
açısından da nükleer enerji bir seçenek olarak değerlendirilmektedir. Öte
yandan radyasyon sızıntısı riski, nükleer kazalar, radyoaktif atıkların
bertarafı, NGS’lerin terörist saldırıların hedefi olabileceği gibi
düşünceler, NGS’lere tereddütle yaklaşmasına ve/veya karşı çıkılmasına da yol
açabilmektedir. Nükleer enerji politikasının sürdürülebilirliği için sosyal
kabulün sağlanması ve toplumsal farkındalığın artırılması önemlidir. Projede,
Türkiye’nin nükleer enerji politikasının toplumun bu konudaki görüşlerine
bağlı olabileceği iddia edilmektedir. Projede,
nükleer enerji politikasına ve güvenliğine ilişkin toplumsal kabulü etkileyen
sosyal belirleyicilerin ne olduğunun ortaya koyulması amaçlanmıştır. Bu amaç
doğrultusunda nükleer enerjiye ilişkin kişisel deneyimlerin, nükleer
güvenliğe ilişkin risk algısının, nükleer enerji ve güvenliğine ilişkin
bilgilendirilmiş olma hissinin ve nükleer enerjiye ve güvenliğine yönelik
bilgi düzeylerinin belirlenmesi hedeflenmiştir. Ayrıca “benim arka bahçemde
olmasın” anlamına gelen BABO sendromuna yönelik olarak kişilerin NGS’lere
yönelik görüşlerinde mesafenin etkili olmadığının tespit edilmesi
amaçlanmıştır. Son olarak araştırmada, Eurobarometer-324 veri seti üzerinden
27 AB üye ülke ile Türkiye örnekleminde toplanan verilerin karşılaştırılması
böylelikle nükleer enerjiye ve güvenliğine ilişkin olarak AB kamuoyunun
eğilimleri, farkındalıkları ve algıları ile Türk toplumunun eğilimleri,
farkındalıkları ve algılarının karşılaştırılması da hedeflenmiştir. Türkiye’nin daha önce nükleer enerji
tecrübesinin olmaması söz konusu alanın sınırlı düzeyde çalışılmasına
sebebiyet vermiştir. Alan yazında; nükleer enerjiye, nükleer güvenliğe,
radyoaktif atıklara, NGS’lere vb. yönelik bakış açılarını belirlemeye, bilgi
düzeylerini ölçmeye, bilgi kaynaklarını tespit etmeye veya karar verme
süreçlerini belirlemeye yönelik çeşitli çalışmalar bulunmaktadır. Ancak bu
çalışmaların sınırlı bir örneklem üzerinden gerçekleştirildiği, Türkiye
geneline yansıtılamayacağı ayrıca son 17 yılda Türkiye genelini kapsayacak
hiçbir çalışmanın olmadığı görülmektedir. Bu projenin, Türkiye’nin nükleer
enerjiyi deneyimleme sürecinde gerçekleştirilecek olması araştırmanın ayırdedici
vasfını ortaya koymakta, daha önceki çalışmalardan farklı olarak Türkiye
örneklemi üzerinden gerçekleştirilecek olması da çalışmanın özgün değerini
belirlemektedir. Türk toplumunun nükleer enerjiye ve güvenliğe yönelik
“güncel” görüşlerinin tespit edilmesi açısından da projenin özgün bir değere
sahip olduğu ilerleyen süreçlerde, nükleer enerji ve güvenliği hususunda
yapılacak çalışmalar için bir referans noktası oluşturacağı da
düşünülmektedir. Nicel bir araştırma tasarıma sahip olan
projede, evren hakkında kestirimlerde bulunmaya, genel bir yargıya varmaya ve
genellemeler yapmaya imkân veren “tarama” yöntemi tercih edilecektir. Nükleer
enerjiye ve güvenliğine ilişkin genel eğilimlerin belirlenmesine yönelik,
büyük bir örneklem üzerinden veri toplanması amaçlanmaktadır. Projede, birden
çok değişken üzerinden nükleer enerjiye ve güvenliğine ilişkin eğilimlerin
belirlenmesi amaçlanmış olduğu için tarama modellerinden biri olan “ilişkisel
tarama modeli” esas alınacaktır. Proje kapsamında, TÜİK’ten teklif alınmış ve
protokol imzalanmıştır. Türkiye il ve ilçeleri ile ayrıca “benim arka
bahçemde olmasın-BABO” yerleşim yerlerini kapsayan iki örneklem grubunun
oluşturulmuştur. Eurobarometer 324 “Europeans and Nuclear Safety” veri
toplama aracı olarak belirlenmiştir.
Veri toplama sürecinin, TÜİK tarafından gerçekleştirilmesi planlanmıştır.
Verilerin analizinde, belirlenen test
teknikleri (Tek Yönlü Varyans Analizi,
Ki Kare Testi, Lojistik Regresyon Analizi, Faktör Analizi) üzerinden
hipotezlerin test edilmesi hedeflenmiş, verilerin info-grafikler üzerinden
görselleştirilmesi, nükleer enerji ve güvenliğe yönelik Türk
toplumunun sosyal kabulüne, risk algısına ve bilgi düzeylerine göre ayrı ayrı
haritalandırmaların yapılması planlanmıştır. Proje ekibinde; kamu yönetimi, sağlık
yönetimi, sosyoloji ve çevre mühendisliği alanlarından araştırmacılar
bulunmaktadır. Projenin yaygın etkisi, Türkiye’nin nükleer enerji
politikasının sürdürülebilirliğini sağlamak üzere nasıl bir bilgilendirme ve
iletişim stratejisi oluşturulması gerektiğini göstermesiyle ortaya
çıkacaktır. Türk toplumunun nükleer enerji hakkındaki bilgi düzeyinin nasıl
artırabileceği, toplumsal algının nasıl olumlu yönde değiştirilebileceği ve
nükleer enerjinin sosyal kabulünü artırmak için hangi araçların
kullanılabileceği hususunda öneriler geliştirilecektir. |