Liberal demokraside çoğulculuk ve konsensus: John Rawls'un siyasal liberalizmi üzerinden bir değerlendirme


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Akdeniz Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2022

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: OĞUZHAN KIRTILLI

Danışman: Yavuz Selim Alkan

Özet:

Geç modern dönemdeki devletler ulus devlet düşüncesi üzerine inşa edilmiş olsalar da özellikle Batı'daki günümüz liberal demokratik toplumlarında tamamen homojen unsurlardan oluşan devletler bulunmamaktadır. Farklı inanç, dünya görüşü ve iyi hayat anlayışına sahip bireylerden oluşan bu toplumlarda söz konusu çeşitlilik, çokkültürlülük ve farklılıklardan kaynaklanan sorular, talepler ve bunların neden olduğu sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Bunların başında, farklılıklara rağmen barış içerisinde bir arada yaşamayı sağlayabilecek kapsayıcı bir demokratik karar alma sürecine sahip ve istikrarlı bir siyasal sistemin nasıl mümkün olabileceği ve mevcut demokrasilerde yaşandığı iddia edilen temsil, meşruiyet ve katılım krizinin nasıl aşılacağı gelmektedir. Liberal demokrasi özünde, farklılıklar temelinde tanımlanan çoğulcu bir toplumda barış ve istikrarın katı ayrışma ve tarafsızlık ile laik neden anlayışına dayanan kamusal politik tartışma neticesinde oluşacak bir rasyonel konsensus ile sağlanabileceğini savunmaktadır. Ancak, liberalizmin rasyonel konsensus anlayışına yönelik eleştirilere yine liberal teori içerisinden cevap vermeyi amaçlayan John Rawls'un siyasal liberalizmi ise bahsedilen siyasal sistemin kamusal neden ve makuliyet kavramları çerçevesinde şekillenecek bir kamusal politik tartışma sonucunda oluşacak örtüşen konsensus ile inşa edilebileceğini ileri sürmektedir. Bu bağlamda bu çalışmanın temel amacı; liberalizmin çoğulculuk ve konsensus üzerine temel varsayımlarını ve onlara yönelik temsil, meşruiyet ve katılım krizi eleştirilerine alternatif bir cevap sunan John Rawls'un siyasal liberalizmini eleştirel bir perspektifle incelemektir. Çalışmanın ana argümanı, klasik liberalizmin çoğulculuk ve konsensus üzerine temel teorik ve normatif varsayımlarının farklılıklarla bir arada barış ve istikrar içerisinde yaşamak için değerli olduğu, ancak siyasal liberalizmin örtüşen konsensus fikrinin rasyonel konsensusa kıyasla daha kapsayıcı bir alternatif sunmakla birlikte her iki anlayışın da yine kapsayıcılık noktasında eleştiriye açık yönlerinin bulunduğudur. Metodolojik açıdan bu çalışma; teorik ve analitik siyaset felsefesi odaklı, nitel bir çalışmadır.