2000 Sonrası Çağdaş Resim Sanatında Yeni Söylem ve Yaratım Biçimleri: Değişen Yüzey Algısının Nesne ve Mekân İle İlişkisi


Tezin Türü: Sanatta Yeterlik

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Akdeniz Üniversitesi, Güzel Sanatlar Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2023

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: ZEHRA SEDA BOZTUNALI

Danışman: Umut Kayapınar

Özet:

Bu tezde, Sanatta Yeterlik eğitimi sürecinde konu edinilen sanat eserinin nesne ve mekân ile kurduğu girift yapı, yapıtın mekâna yayılma ve mekânla bir olma durumu sorunsallaştırılmıştır. Günümüz üretimleri çok dilli ve birbirine eklemlenebilen bir yapıdadır. İki boyutlu tuval yüzeyinden taşarak mekâna akan ve onunla aktif bir şekilde bağ kuran alternatif ve hibrit üretimler yüzey algısında yaşanan köklü değişimleri ortaya koyarlar. Bu bağlamda çalışmada, tuval yüzeyinde yaşanan bu yöndeki dönüşümlerin temelleri irdelenmiş ve araştırma konusuna dair ön kabulleri bünyesinde barındıran günümüz üretimlerine ilişkin derinlikli bir okuma gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda çalışma, 20. yüzyıldan günümüze doğru bir sekans oluşturarak, sanat ortamında yaşanan düşünsel çatallanmaların resim yüzeyinde yarattığı kırılmalara, dolayısıyla yeni başlangıçlara ve bu bağlamda kilometre taşı olarak değerlendirilebilecek yapıtlara yer verir. 

Buna paralel olarak, yaşanan dönüşümün habercileri olan; izafiyet teorisi, dördüncü boyut, eş zamanlılık, kübizm, çözümsel (analitik) kübizm, bireşimsel (sentetik) kübizm, kolaj, asamblaj, yapısöküm ve mekâna özgü kavramları mercek altına alınmıştır. Çalışma sürecinde nesne ve mekân üzerine geniş bilgi envanterine ulaşılmış ve bu çerçevede; Şey, Kendinde-Şey, Töz, Fenomen (Görüngü), İdea (Düşünce), Form (Biçim), Ousia (Varlık), Monad, Nesne Yönelimli Ontoloji, Res cogitans (Düşünen töz), Res extansa (Uzamlı / Yer kaplayan töz), Boşluk (Vacuum), Algılanan Mekân (Mekânsal Pratik), Tasarlanan Mekân (Mekân Temsili), Yaşanan Mekân (Temsili Mekân), Da-sein kavramları araştırılmıştır. 

Son kertede ise, yapıtların konumlandıkları mekânla birlikte var olmaları onların bizatihi resim ve heykel aralığında dolaşan, çok boyutlu ve melez, çerçevesiz ve sınırsız doğalarına ilişkin çok katmanlı bir okumayı da beraberinde getirmiştir