Türkiye’de basın işletmeciliğinin finansal yapısı : sorunlar ve yol açtığı sonuçlar


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Akdeniz Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İletişim, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2016

Öğrenci: Elif Pınar Kılınç

Danışman: MUSTAFA ŞEKER

Özet:

Basın işletmeleri, diğer işletmelerle benzer bazı özelliklerinin yanında, üretim süreçlerinden tüketim aşamasına dek pek çok farklı aşamada kendine özgü değişkenlerle faaliyette bulunan işletmelerdir. Sermaye, maliyet, gelir-gider, ürün ve sahiplik yapısı ile örgütsel yapı gibi değişkenler, basın işletmelerinin söz konusu özgünlüğü çerçevesinde dönüşüm ve gelişim göstermiştir. Bir işletme olarak medyanın diğer işletmelerden ayırt edici temel özelliklerinden biri olan düşünce üretmesi ve ideolojik yönlendirme yapması ise onun, medyanın sahiplik yapısı ile eleştirel ekonomi politiği kapsamında ele alınmasını gerekli kılmaktadır. Medya eleştirilerinde ya da çözümlemelerinde, önemli başvuru kaynaklarından biri olan eleştirel ekonomi politikçi yaklaşım, medyayı onun tarihsel konumunu hem ideolojik hem kültürel hem de sosyo-ekonomik işlevi ve ilişkileri çerçevesinde inceleyerek ortaya koymaktadır. Bu noktada, bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de 1980 sonrası neoliberal politikalar ekseninde yeniden şekillenen ve değişen üretim tarzının, medyanın çalışma biçimi ve ilişkilerini de değiştirdiği söylenebilir. Serbest piyasa koşullarında faaliyet gösteren ve basından medyaya dönüşen söz konusu işletmeler, güçlü sermaye yapısına sahip olan ve farklı iş kollarında faaliyet gösteren büyük holdinglere eklemlenerek ayakta kalmaya mecbur bırakılmışlardır. Medyanın başlangıcından bu yana iktidarla olmazsa olmaz ilişkisi ise güçlü sermaye ve finans yapısına ihtiyaç duyan işletmeler olmasından ötürü ekonomik, toplumsal ve siyasal düzlemde git gide artan oranlarda iktidarlara bağımlı bir yapı sürmesini beraberinde getirmektedir. Günümüzde ise medya işletmeleri, kâr zarar hesabı yapan kurumlar olmaktan çıkmış; fizibilitesi yapılarak dolaylı getirileriyle yatırım kararı alınan bir alan hâline gelmiştir. Medya sektöründen kâr etmeyen hatta zarar etmeleri pahasına bu alandaki varlığını sürdüren medya sahipleri, sadece faaliyette oldukları diğer iş kollarının kaldıracı olarak işlev gören, homojen bir medya ortamının oluşmasına neden olmaktadır. Bu çalışmada, Türkiye'de 2002'den bu yana varlığını koruyan güçlü muhafazakâr iktidar döneminde, medya sektörünün daha önce hiçbir dönemde izlerine rastlanmayan bazı uygulamalarla yapısal anlamda geldiği nokta, örnek olayların incelenmesi ve basın temsilcileriyle yapılan görüşmeler aracılığıyla değerlendirilmektedir. Çalışmada, söz konusu yeni dönemle birlikte medyanın, yeni yapı, yeni finansman ve işletme anlayışına hizmet eden bir yapıya dönüştüğü tespit edilmiştir. Medya işletmeciliğinin geldiği nokta için, ekonomik anlamda çoğu kez zarara uğramasına rağmen, büyük holdinglerin bünyesindeki diğer iş kollarının kâr ederek yürütülmesinde, sahiplerine dolaylı yoldan avantaj sağlayan bir sektör olarak işlev gördüğü söylenebilir.